Bugün çok mutluydum, çok!
Hani insan kendine, ben
kimim diye sorar ya hatta sayfalarca yazar ararken cevabını. Fark eder, cevabı
ararken geçmişini sorguladığını.
Tanrı defalarca fırsat
tanır insana; işte bugün o anlardan birini yaşadım. Bir telefonun sayesinde
yıllarca geriye gittim. Bir kadın beni oğlunun düğününe çağırdı.
Gittim!
Masada otururken o aileyle
tanıştığım zamanı hatırlamaya çalıştım. Hesapladım yirmi altı yıl olmuş.
Ağlamak istedim ama üzülürler diye ağlayamadım. Gözyaşım içime dipsiz bir
kuyuya doğru aktı aktı sessizce.
O ilk günü; onları
tanıdığım o ilk günü hatırlamaya çalıştım.
Beni evine kahve içmeye
çağırmıştı. Ayaklarım beni evine götürdüğünde boy boy sıralanmış beş çocukla
karşılaştım. Beni çok iyi karşıladılar, sevindiler.
Kahvemi içerken dedim ki:
Allah’ım bu çocuklar nasıl büyüyecek. Büyümüşler; hem de her biri birbirinden
güzel.
Sonra onlardan neden uzak
kaldığımı düşündüm. Onların büyüyüşünü neden izleyemediğimi düşündüm.
Bir zamanlar bir dostum
bana “En büyük yatırım insana yapılan yatırımdır.” demişti. Bu kadın ve kocası
en büyük yatırımlarını çocuklarına yapmıştı hem de savaşların arasında. Hele
savaş yüzünden aylarca evine dönemeyen o baba ve onun geleceğini umut eden bir
kadın ki o yanılmadı; onları büyütmüşler.
Onların beni gördüklerinde
gözlerinde gördüğüm ışık; işte o, gerçek sevginin ışığıydı. Sevgiyi ararken
bencilliğin içine gömülmüş bir sürü ilişki yaşamıştım.
Sonra kendime sordum
“Neden yanlış insanların yayındaydım!” diye. Cevap o kadar acı ki… Ama yine de
bugün çok mutluydum, çok!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder